Birleşik Krallık'ta artan Müslüman karşıtlığı istatistiklere doğru yansımıyor
İSTANBUL (AA) - ÖMER FARUK MADANOĞLU - Birleşik Krallık'taki Newcastle Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Coğrafya, Politika ve Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peter Hopkins, Müslümanların karşılaştıkları ırkçı, ayrımcı ve Müslüman karşıtı olayları çeşitli nedenlerle resmi makamlara bildiremediklerini ve bu nedenle istatistiklerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Toplumsal cinsiyet, kültürel kimlikler ve küreselleşme gibi konularda çalışmalar yapan Hopkins, AA muhabirine, Birleşik Krallık'ta Müslüman toplumunun uğradığı ayrımcılık ve resmi makamların konuya yaklaşımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Ülkede Müslüman karşıtı nefret suçlarının, 7 Ekim 2023'ten sonra İsrail'in Gazze'deki saldırıları ve Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler ekseninde arttığını belirten Hopkins, "11 Eylül gibi küresel olaylar nefret suçlarını tetikler. Biz de İngiltere'de dini nefret suçlarında ani bir artış gördük. Bu artışın temelde bundan kaynaklandığını düşünüyorum." dedi.
Hopkins, Müslüman karşıtlığının gözle görülür şekilde artmasına rağmen, bu durumun istatistiklere aynı şekilde yansımadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Polise göre bunlar resmi istatistiklere giriyor ancak kayıt altına alınmayan çok fazla ihbar var. Polis teşkilatında Müslüman karşıtlığı hakkında farklı görüşleri olan yetkililer var. Bazı polisler, Müslümanların şikayetlerini, dini nedenle işlenen suç olarak değil adli vaka olarak kayda geçiriyor. İnsanlar arkadaşlarına, ailelerine ya da iş arkadaşlarına yaşadıkları Müslüman karşıtlığını anlatıyor ancak sonuç alamayacaklarını düşündükleri için resmi makamlara bildirmiyor. Bunun sadece 7 Ekim olaylarından kaynaklandığını düşünmüyorum ama medyaya bakarsanız asıl neden bu. 7 Ekim'den sonra İsrail'in desteklenmesi çok fazla öfke ve hayal kırıklığı oluşturdu. İnsanların adaletsizliğe karşı farkındalıkları da arttı. 7 Ekim'den önce de bu konuda sorunlarımız vardı."
- Müslüman toplum polis ve otoriteye güvenemiyor
Müslüman toplumun karşılaştığı ırkçı ve Müslüman karşıtı olayları resmi makamlara bildirmemesinin birçok nedeni olduğuna dikkati çeken Hopkins, bu durumun yıllık nefret suçları istatistiklerinden doğru veri alınamamasına yol açtığını dile getirdi.
Hopkins, Müslüman toplumunun polise ve otoriteye şüphe ile yaklaştığına işaret ederek, "(Müslümanlar) Sisteme gerçekten güvenmiyorlar. Polisin kurumsal olarak ırkçı olduğunun farkında olan kişiler ise ırkçı ya da İslamofobik bir nefret suçunu bildirdiklerinde dinlenmeyeceklerini, polis tarafından ciddiye alınmayacaklarını düşünüyor." diye konuştu.
Mağdurların, şikayette bulundukları takdirde sistemin aleyhlerine işleyeceği endişesiyle yasal yollara başvurmaktan çekindiklerini aktaran Hopkins, "(Müslüman mağdurlar) Ellerinde yeterli delil olmadan polisin ve adalet sisteminin kendilerini ciddiye almayacağına inandıkları için şikayet etmekten kaçınıyorlar. Bazıları için bunun çok sık yaşanan bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Bu o kadar sık oluyor ki bu mağduriyeti bildirmenin bir anlamı olduğunu düşünmüyorlar. Mağdur için raporlamanın belli prosedürleri var ve bazen sistem sorunlu olduğu için ihbar bile yapılmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Hopkins, nefret suçlarının sisteme "nefret suçu" olarak geçmesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Normalde bir nefret suçunu polise online olarak bildirebilir ya da doğrudan yetkililere gidebilirsiniz. Ayrıca belirli olayları kaydetmek ve destek sunmak için kuruluşlar da var ancak pek çok kişi bu yollardan hiçbirini kullanmıyor ve bu suçları bildirmiyor. Yani bu bir nevi rapor edilmemiş bir durum olarak kalıyor. İnsanların sisteme gerçekten güvenmemeleri ya da bir şeyleri bildirme fırsatlarının farkında olmamaları nedeniyle bildirilmeyen oldukça fazla nefret suçu ve başka sorunlar olduğunu görüyoruz."
- İngiliz medyası Müslümanları yanlış anlatıyor
Ülkede aşırı sağın yükselişinin, Müslüman karşıtlığını artırdığına değinen Hopkins, sosyal ve geleneksel medyanın da bu artışı körüklediğini ifade etti.
Hopkins, aşırı sağcıların sosyal medyayı aktif ve etkili bir şekilde kullandığını belirterek, "Aşırı sağcı aktivistler ilgi çeken konularda yaptıkları paylaşımlarda yanlış bilgilendirmeler yapıyor ve bu büyük bir sorun." görüşünü paylaştı.
Ana akım medyanın da Müslüman karşıtlığını teşvik edici yayınlar yaptığını dile getiren Hopkins, sözlerini "Medya oluşturdukları Müslüman stereotipileriyle İslamofobiyi yaygınlaştırıyor. Basına göre peçeli bir Müslüman kadınsanız ya da Müslüman olduğunuz anlaşılıyorsa, İslamofobiye neden oluyorsunuz. Bu algıya bir de şu anda olduğu gibi haberlerde gördüğünüz siyasi olaylar ekleniyor." şeklinde tamamladı.