Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, MÜSİAD Ankara 26. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu:
ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Beklentiler iyileştikçe, enflasyonun o ana eğilimindeki kırılma devam ettikçe, inşallah Türkiye 2025'in sonuna geldiğimizde enflasyon sorununu büyük oranda çözmüş olacak. Tek haneli rakamlara da 2026-2027 perspektifinde ulaşacak." dedi.
Yılmaz, bir otelde düzenlenen MÜSİAD Ankara 26. Olağan Genel Kurulu'nda, enflasyonu en temel mesele olarak gördüklerini ve bununla kararlı şekilde mücadele ettiklerini belirterek, mayıs ayından son açıklanan rakama kadar enflasyon oranında 31 puan gerileme olduğunu söyledi.
Ocakta yıllık ücret, fiyat ayarlamalarının yapıldığını, bu sebeple enflasyonun genel ortalamalardan nispeten yüksek olduğuna dikkati çeken Yılmaz, geçen yıla göre bu yıl ocak ayında daha düşük enflasyon beklediklerini dile getirdi.
Yılmaz, "Yıllık enflasyonumuzdaki düşüş devam edecek. Önümüzdeki aylarda öncelikle yüzde 40'ın altını göreceğiz. İki, üç aylık bir perspektif içinde yüzde 40'ın altını yıllık bazda göreceğimizi tahmin ediyoruz. Yıl sonunda ise artık 20'li rakamlara gelmiş bir enflasyon olacak. Tabii ki enflasyonu tek haneli rakamlara düşürünceye kadar bu işleri konuşmaya devam edeceğiz. Ama artık bugünkü kadar enflasyonu konuşmayacağız." diye konuştu.
Kısa vadede enflasyonla mücadelenin bir miktar büyüme hızını düşürebileceğini ancak enflasyonun düştüğü ortamların aynı zamanda fiyat istikrarının, öngörülebilirliğin olduğu, yatırım ortamının iyileştiği, sağlıklı sürdürülebilir büyümenin sağlanabildiği dönemler olduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye'nin enflasyon ortalamasının daha düşük olduğu dönemlerde daha hızlı büyüdüğünü söyledi.
Yılmaz, şöyle konuştu:
"Enflasyon arttıkça büyümemiz darbe yemiş bundan. Dolayısıyla kısa vadede bazı etkilenmeler olsa da orta ve uzun vadede düşük enflasyon ve büyüme birbirinin zıttı değil, bir çelişki yok burada. Tam aksine büyümeyle düşük enflasyon bir arada sürdürülen süreçler. Aynı şey gelir dağılımı için de geçerli. Enflasyonun yükseldiği, arttığı dönemler, özellikle dar gelirlilerin imkanlarını daha fazla etkileyen dönemler, gelir dağılımını bozan dönemler. Enflasyonun düşmesi ise gelir dağılımını iyileştirici bir etki yapıyor. Bunu da hem tarihten hem kendi tecrübemizden biliyoruz. Dolayısıyla biz enflasyonu düşürürken, aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi ve kalıcı sosyal refahı hedefleyerek bunu yapıyoruz. Kısa vadede bazı fedakarlıklar elbette oluyor. Bunlar olmadan da amacınıza ulaşamıyorsunuz. Dolayısıyla bu fedakarlıkları yaparken, orta ve uzun vadede çok daha büyük kazançlar, getiriler için bunu yapıyoruz. Şu manzarayı görmek istemiyoruz. Bugün bir takım ücretleri, gelirleri artırdınız diyelim. Yarın enflasyonla bunlar eriyecekse bunun bir anlamı yok."
- "Vatandaşımızın önceliği neyse bizim önceliğimiz de odur"
Kalıcı bir satın alma gücü artışı için enflasyonun düşmesinin olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Dolayısıyla bütün politikalarımızı buna göre önceliklendirmiş durumdayız. Bunu da rastgele yapmıyoruz. Siyasi olarak da bizim anlayışımız şudur; vatandaşımızın önceliği neyse bizim önceliğimiz de odur. Vatandaşımız şu anda enflasyonu birinci mesele olarak görüyorsa, bizim de birinci meselemiz budur. Dolayısıyla bütün araçlarımızla, politikalarımızla bunu düşürme yolundayız. İnşallah 2025 bu anlamda farklı bir dönem olacak." ifadelerini kullandı.
Özellikle piyasa aktörlerindeki enflasyon beklentisinin hedeflerine yaklaştığını, reel sektörün beklentilerinde de düşüş olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Merkez Bankamız anketlerde soruyor, 'bir yıl sonra enflasyon ne olacak?' diyor. Piyasa aktörleri dediğimiz bu mali piyasaları daha yakından takip edenler, 'bir yıl içerisinde yüzde 25 küsur olacak' diyorlar. Ama reel sektöre sorulduğunda 'yüzde 40'ın üzerinde olacak' diyor. Reel sektörde henüz tam bu beklentileri arzu ettiğimiz yere getirebilmiş değiliz. Bunun da şöyle bir önemi var; beklentiler, kendini gerçekleştiren kehanetler oluşturabiliyor. Kötü bekleyince kötü fiyatlıyorsunuz. Tam da o beklediğiniz kötü sonucu doğuruyor. Dolayısıyla beklentileri iyileştirmek bu anlamda önemli."
Yılmaz, enflasyon beklentilerinin gelecek dönemde daha da düşmesini beklediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Beklentiler iyileştikçe, enflasyonun o ana eğilimindeki kırılma devam ettikçe, inşallah Türkiye 2025'in sonuna geldiğimizde enflasyon sorununu büyük oranda çözmüş olacak. Tek haneli rakamlara da 2026-2027 perspektifinde ulaşacak. Bizim planımız, programımız bu şekilde ve kararlı bir şekilde bunu hayata geçiriyoruz."
- "Daha istikrarlı bir dönemi yaşayacağız"
Yapısal dönüşümün özünün verimliliği ve rekabeti artırmak olduğunu vurgulayan Yılmaz, bunun kamuda, özel sektörde ve her alanda gerçekleştirilmesi gerektiğini, bu konuda düzenleyici kurumlara büyük görev düştüğünü, firma ve kurumların yeni teknolojilerle, organizasyon yöntemleriyle çok daha rekabetçi, kaynakları çok daha verimli kullanır hale gelmesi durumda olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, iç ve dış talebin katkı verdiği bir büyüme istediklerini, 2024 yılında bu hedefe büyük oranda ulaştıklarını dile getirerek, bunu tüketimin daha az katkı verdiği, dış talebin ve ihracatın daha çok katkı verdiği bir büyüme kompozisyonuyla başardıklarını söyledi.
Ekonomideki kazanımları 2025 yılında da sürdüreceklerini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Bundan sonraki dönemde artık enflasyonun da faizlerin de birlikte düştüğü bir döngüye girmiş durumdayız. Dolayısıyla daha istikrarlı, maliyetlerin daha azaldığı bir dönemi hep birlikte yaşayacağız. Sosyal faydaların da arttığı bir dönem olacak bu. Bütün amacımız da bu. Bu yönde de koordineli bir şekilde çalışıyoruz. Bütün bakanlarımızla Ekonomi Koordinasyon Kurulunda tabi Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve liderliğiyle koordinasyon mekanizmalarımızı da etkili şekilde çalıştırarak hareket ediyoruz."
- "Enerjide yeni hamleye hazırlanıyoruz"
Yılmaz, birçok başlıkta nüfus konusunu ele aldıklarını, sosyal konutu da buna göre planladıklarını bildirerek, "Artık böyle çok geniş konutlardan ziyade iki oda bir salon fonksiyonel, afetlere dayanıklı, enerjiyi etkin, verimli kullanan iyi planlanmış sosyal konutlar. Bunların dağıtımında da kullandırılmasında da özellikle yeni evli genç çiftlere de öncelik tanıyacak bir anlayış içinde birtakım planlamalar yapıyoruz. Deprem yükümüz azaldıkça bu çalışmalarımızın etkisini sahada daha fazla göreceksiniz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, enerji alanında dışa bağımlılığı azaltıp, yenilenebilir yerli kaynakları artırarak sıçrama yapması gerektiğini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Çok büyük başarılar var. İşte kendi petrolümüzü Gabar'da üretiyoruz. Doğal gazımızı bulduk. O tür çabalarımız da var ama bir taraftan da diğer teknolojilerle birlikte enerjide yeni hamleye hazırlanıyoruz. Bu çerçevede de bütün bürokratik süreçleri kolaylaştırıcı, özel sektörün bu alandaki çabalarını destekleyici bir çalışma içindeyiz. Tamamlandığında bunu da sizlerle paylaşacağız. Demiryolları, lojistik diğer bir başlığımız. Üretim alanlarını pazarlara bağlayan demiryolu hatlarına da ulaştırma çerçevesinde en büyük önceliği veriyoruz. Burada da hızlı trenlerle, lojistik maliyetleri düşürücü çabalar içindeyiz."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının sonunda MÜSİAD Ankara Başkanlığını Hasan Fehmi Yılmaz'dan devralan Fatih Bilal Yülek'i tebrik etti.