Lukaşenko'dan "Çin ve Belarus aynı dünya düzeni vizyonunu paylaşıyor" mesajı

REKLAM

PEKİN (AA) - Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Çin ile dünyanın mevcut ve gelecekteki düzenine ilişkin aynı fikirleri paylaştıklarını bildirdi.

Belarus haber ajansı BelTA'nın haberine göre, Lukaşenko, Minsk'i ziyaret eden Çin Savunma Bakanı Li Şangfu ile bir araya geldi.

Lukaşenko, görüşmede, "Belarus ve Çin, çok kutuplu bir dünyayı, toprak bütünlüğünü ve 2. Dünya Savaşı'nın ardından belirlenen sınırların birliğini savunuyor. Ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesine bağlılığını sürdürüyor. Kısacası, Çin dış politikasının paletinin bütünü bizimkine benzer." değerlendirmesinde bulundu.

Belarus'un 31 yıl önce diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana Çin'in tüm girişimlerinde destek olduğunu vurgulayan Lukaşenko, "Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti'nin iç ve dış politikasının bütünüyle adil olduğunu, anlaşmazlıkların ve çatışmaların barış çözümünü hedeflediğini görüyoruz." ifadesini kullandı.

Lukaşenko, dünyanın istikrarsız bir dönemden geçtiğini, bunun Belarus'un da Çin'in de hatası olmadığını, bu koşullarda Rusya Federasyonu'nun ve Çin'in dostluğuna dayandıklarını belirterek, Belarus ve Çin arasındaki askeri işbirliğinin üçüncü ülkeleri hedef almadığını vurguladı.

Çinli Bakan Li de, Belaruslu liderin, mart ayında Pekin'i ziyaretinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile iki ülke arasında savunma sanayi dahil askeri işbirliğinin geliştirilmesine dair mutabakata vardığını hatırlatarak, ziyaretinin bu üst düzey mutabakatın uygulamaya geçirilmesini amaçladığını kaydetti.

Li, Belarus ziyareti kapsamında önceki gün mevkidaşı Viktor Hrenin ile görüşmüştü.

Çinli Bakan, Belarus'u ziyareti öncesinde Rusya'da temaslarda bulunmuş, burada 11. Uluslararası Moskova Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, "Şanghay İşbirliği Örgütünün (ŞİÖ) yeni üyeleri İran ve Belarus ile savunma işbirliğini derinleştirmeye hazır olduklarını" vurgulamıştı.

Belarus ve Çin, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle uluslararası toplumun kınama ve yaptırımlara yöneldiği bir dönemde Moskova'ya diplomatik destek sağladıkları ve askeri işbirliğini sürdürdükleri gerekçesiyle ABD ve Avrupa ülkelerinin eleştirilerine hedef oluyor.